BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

23 Eylül 2009 Çarşamba

İyilik her zaman iyiden gelmez/ kötülük edenede kötü denmez/ Farklıysan seni kimse sevmez. Sana hıncından ne edeceğini bilmez.
Düşmanın sanırsın bir karga/varoluşun bir salda/ dalga üstü yolda/ne sağda ne solda/diner acısı sonda/ruhun hep sallantıda/ şafak söken gri turuncu tonda...
Çürük diş misali varlığın/ Ha düştü ha düşecek/ kimsesizliğin edebiyette bitecek / vazgeç ötekilerine benzemez ten/ bu ten artık kime çekecek?
HARUN BARAN

Şems'in 40 Kuralı


KURAL 1: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dedi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.


KURAL 2: Hak Yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol, silenlerden değil!


KURAL 3: Kuran dört seviyede okunabilir. ilk seviye zahiri manadır. Sonraki Batıni mana. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.


KURAL 4: Kainattatki her zerrede Allahın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allahı görüp yaşayan olmadığı gibi, Onu görüp ölen de yoktur. Kim O nu bulursa, sonsuza dek Onda kalır.


KURAL 5: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği:Bırak kendini, ko gitsin; Alık kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var.


KURAL 6: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.


KURAL 7: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.


KURAL 8: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.


KURAL 9: Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.


KURAL 10: Ne yöne gidersen git, Doğu,Batı,Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.


KURAL 11: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.


KURAL 12: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.


KURAL 13: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.



KURAL 14: Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim olş. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?



KURAL 15: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.


KURAL 16: Kusursuzdur ya Allah, Onu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradandan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir , ne layıkıyla sevebilirsin.


KURAL 17: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yap bağlamış haset ve art niyettir.


KURAL 18: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalrında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradanı tanır.


KURAL 19: Başkalarından saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.


KURAL 20: yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.


KURAL 21: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmay kalkmak, Hakkın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.


KURAL 22: Hakiki Allah Aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.


KURAL 23: yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.Aşırılıktan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde.


KURAL 24: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allahın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. insan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.


KURAL 25: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama ikisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak cenneteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.


KURAL 26: Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canının yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.


KURAL 27: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında 40 gün 40 gece sadece güzel sözler et. 40 günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.. Senin gönlün değişirse dünya değişir.


KURAL 28: Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.


KURAL 29: Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,ne yapalım kaderimiz böyle deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.


KURAL 30: Hakiki Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.Sufi kusur görmez. Kusur örter.


KURAL 31: Hakka yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık; kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp. Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar, kimimiz ise, ne yazık ki daha da setleşerek çıkar.


KURAL 32: Aranızdaki bütün perdeler tek tek kaldır ki, Tanrıya saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! inancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!


KURAL 33: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HiÇ ol. Menzilin yokluk olsun. insanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.


KURAL 34: Hakka teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.


KURAL 35: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla insan-ı Kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler . Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.


KURAL 36: Hileden, desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa, Tanrı da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler.Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan.


KURAL 37: Tanrı kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.


KURAL 38: Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.


KURAL 39: Noktalar değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde. Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.


KURAL 40: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya da tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.


ELİF ŞAFAK

Nihilist Manifesto

1. Yaşadığın hayatı sevmek için bir sebep bulamıyorsan yaşadığın hayatı seviyormuş gibi yapma.

2. İnsanların ezici çoğunluğu asla düşünmez, düşünenler de asla ezici çoğunluk olmaz. Ayrımı gör! Tarafını seç!

3. Tarafını seçemiyorsan bari sadece yaşa, hırslarından arın; bir su yosunu ya da yaban otu ol.

4. Cevaplarıyla ilgilenmediğin sorular sorma.

5. Hayatta başarmak için yeteneğin ya da sebebin yoksa uğraşma boşuna, bir şey olmakla yetin. Sahip olma, sadece ol!

6. Bir şey olmak için yeteneğin ya da sebebin yoksa sadece var olmakla yetin. Bir şey olma, sadece var ol!

7. Var olmak için yeteneğin ya da geçerli bir sebebin yoksa sadece tahammül et hayata.

8. Toplum ile benlik arasında derin bir uçurum, onun üzerinde de sarsak bir asma köprü varsa umutsuzca ikisini bağlamaya çabalamak yerine pekâlâ asma köprüyü yakıp topluma veda etmek suretiyle ebediyen benliğin tarafında kalabilirsin.

9. İçerideki uçurum seni dışarıdaki dünyadan daha çok heyecanlandırıyorsa pekâlâ içine, yani kendi zihnine düşebilirsin.

10. Sevdiğin bir arkadaş bulursan eninde sonunda hepimizin var oluşsal açıdan yalnız olduğunu, sonsuz yalnızlığın er ya da geç en beklenmedik arkadaşlıklara bile galebe çalacağını unutacak kadar alışmaya kalkma ona.

11. Önceki maddeyi unutacak kadar alıştığın bir arkadaş bulsan dahi hayatın başka başka alanlarında seni hezimete uğratabileceği gerçeğini asla gözdem kaçırma. En iyi arkadaş dahi zor durumda bırakabilir seni. Doğumda ve ölümde olduğu gibi tavlada da yalnızız.

12. Şu hayatta ne yaparsan yap, sakın ola anneni değiştirmeye çalışma. Annenle kurduğun yahut kuramadığın ilişkiyi de değiştirmeye çalışma zira bu girişim ancak hüsranla sonuçlanır. Sadece kabul et ve razı ol. Eğer sadece kabul edip razı olamıyorsan başa dön, ilk maddeye tekrar bak.


ELİF ŞAFAK - Baba ve Piç

İntihar Eden Yazarlar

Dünya tarihinde bugüne kadar 31 yazar intihar etti. Hepsinin ayrı ayrı nedenleri var. Türk yazarlarında içlerinde bulunduğu yazarlar sırayla şu şekilde;


Heinrich Von Kleist: Alman şair ve romancı.Bir sonbaharda Wannsee nehri kıyısında tabanca ile önce sevgilisini ardından kendini öldürdü. İntihar mektubunda şunları söyledi. 'Yeryüzünde artık öğrenip edineceğim hiçbir şey kalmadığı için ölüyorum. Elveda! '

Ernest Hemingway: Amerikalı romancı ve gazeteciydi. Hayatının sonlarına doğru herşeyin boş olduğuna dair fikirleri oluştu. 62 yaşında babası ve annesi gibi av tüfeği ile kendini vurarak yaşamına son verdi. Nobel ve Pulitzer Ödülü sahibiydi.

Romain Gary: Dünya çapında tanınan bir yazardı. Eski eşi jean seberg'de tutkuyla bağlıydı.Eşinin ölümden bir yıl sonra 65 yaşında Paris'te yaşamına son verdi. Ardından bıraktığı notta 'çok eğlendim. hoşçakalın ve teşekkürler' yazıyordu.

Yukio Mişima: Japon edebiyatının önemli kalemlerinden. Eşcinseldi. Aykırı yaşamı tepkilere neden oluyordu. 44 yaşında Hara - Kiri yaparak intihar etti.

Sadık Hidayet: İran edebiyatının önde gelen kaleminden biriydi. Daha önce bir kez intihara teşebbüs eden Hidayet'in ölümünü arkadaşı şöyle anlatır;'Paris`te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, ve buldu. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu.'

Sarah Kane: İngiliz oyun yazarı. Uzun yıllar boyunca depresyon tedavisi gören Kane, 28 yaşındayken King's College Hastanesi'nde kendisini asarak intihar etti.

Stefan Zweig: Avusturyalı yazar. Yahudi asıllı yazar, Hitler'in dünya düzeninin kalıcı olmasından duyduğu korku ve karamsarlık sonucu girdiği bunalımdan kurtulamayaıp 61 yaşında karısıyla beraber intihar etti.

John Kennedy Toole: ABD'li yazar.Kitabının yayıncılar tarafından basılmaması sonucunda depresyone girdi ve 39 yaşında intihar etti.Ölümünden sonra kitabı basıldı Pulitzer Ödülü'nü kazandı.

Kurt Tucholsky: Alman gazeteci ve yazar. Özel yaşamında geçirdiği çalkantılı dönemler, faşist Almanya'nın gidişatından duyduğu üzüntüler sonucunda bunalıma girdi ve 35 yaşında hayatına son verdi.

Robert E. Howard: Amerikalı yazar 'Conan' başta olmak üzere pek çok çizgi kahramanın yaratıcısıydı. Annesinin ağır hasta olduğunu öğrenince bunalıma girdi. Ona olan düşkünlüğü ondan sonra bir hayat yaşamasına izin vermeyecek kadar büyüktü. Annesinin ölümünü görmemek için 30 yaşında intihar etti. Son sözleri şunlar oldu: ' her şey olup bitti, ölüleri yakacak odunların üstüne yatırın beni, ziyafet sona erdi, söndürün kandilleri...'

Walter Benjamin: Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısı. Yazıları nedeniyle polisle başı belaydı. En son tutuklanacağını anlayınca intihar etti.Öldüğünde 48 yaşındaydı.

Yasunari Kavabata: Küçük yaşında ailesini kaybetti ve yaşamı boyunca yalnız kaldı. En samimi arkadaşının intiharı ve yasak aşkı onu bunalıma sürekledi. 72 yaşında hava gazıyla intihar etti. Kavabata 1968 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü almıştı.

Virginia Woolf: İngiliz edebiyatının en önemli kadın yazarıydı.Feminist çıkışları ile dikkat çekti Bir görüşe göre üvey babasının oğlunun tacizlerine dayanamayıp intihar etti. Buhranını şu sözlerle anlatır: 'Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi'.

Osamu Dazai: Japonların önde gelen edebiyatçılarındı.Hayatını esrarkeş, veremli ve alkolik biri olarak geçirdi. Birkaç kez intihar etmeye kalkıştı. Dazai, 1948'de metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etti.

Jack London: Tüm zamanların en çok okunan romancısı olarak kabul edilir.'Dişisine kötü davranan tek hayvan insandır' sözünün sahidir.Yazdığı kitaplardan çok para kazanmasına rağmen 40 yaşında ilaç içerek yaşamına son verdi.

İlhami Çiçek: 'Yalnız Hüznü vardır, Kalbi olanın' dizeleri ile buhranını anlattı. 29 yaşında balkondan atlayarak intihar etti.

Arthur Koestler : Kanser olduğunu öğrendikten sonra hastalığın kendisini yavaş yavaş öldürmesine tahammül edemedi ve yaşamına son vermeye karar verdi.Bu kararında eşi kendisi yalnız bırakmadı ve 82 yaşında eşiyle beraber hayatına son verdi.

Jerzy Kosinski: Musevi asıllı Amerikan yazar, üretemediği ve yazamadığı için bir süre bunalım geçirdi. 58 yaşında evinin banyosunda kafasına naylon poşet geçirerek hayatına son verdi.

Sadullah Paşa: Babı-ali'nin sıkı kalemlerindedi. Viyana sefiri iken, ecnebi bir kadınla yaşadığı yasak aşkın duyulması sonucu bunalıma girip intihar etti. Tarihi Sadullah Paşa yalısının sahibiydi.

Zafer Ekin Karabay : Akademisyendi. Üniversitedeki odasında kendisi asarak intihar etti. Tek kitabı ölümünün ardından yayınlandı. ' Hayatın neresinden dönülse kardır' dizeleriyle bir veda mektubu bıraktı.

Harry Martinson: 1974 Nobel Edebiyat ödülüne layık görüldü. Nobel ödülü aldıktan 4 yıl sonra intihar etti.

Gilles Deleuze: Hastalık ve yaşlıklıktan düşkün duruma düşmesi ve artık yazı yazamaması sonucunda 70 yaşında girdiği bunalım sonucu pencereden atlayarak intihar etti.

Ziya Gökalp: 27 yaşında tabanca ile intihara teşebbüs etti. Ölene kadar kafasındaki kurşunla yaşadı.

Antonin Artaud: Fransız yazar 40'lı yaşlarında sinirsel rahatsızlıkları yüzünden bir süre klinik tedavisi gördü. 1948 yılında Paris'te kendi isteği ile yaşamına son verdi.

Beşir Fuad: Ataistti. Kaderin insanın elinde olduğunu kendisine kanıtlamak için bileklerini keserek intihar etti. Öldüğünde 45 yaşındaydı.

Richard Brautigan: Zor bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadı. Şizofren teşhisi konuldu.Kaliforniya'daki evinde ölü bedeni 1 şişe alkol ve 44 kalibrelik bir tabancanın yanında bulundu. Brautigan'ın intihar ettiği varsayıldı.

Carlo Michelstaedter: Carlo, zengin İtalyan-Yahudi ailenin dört çocuğundan en küçüğüydü. 1910 yılının son baharında son eserini bitirdiği gunun gecesi odasına kapanıp 23 yaşında intihar etti.

Cesare Pavese: İtalya'nın önemli edebiyat ödüllerinden Strega Ödülü'nü aldığı yıl bir otel odasında bir kutu uyku hapı alarak intihar etti.Öldüğünde 45 yaşındaydı.

Eleanor Marx: Marksizimin babası Karl Marx`ın en küçük kızıydı.Nikahsız yaşadığı adamın gizlice bir oyuncu ile evlendiğini öğrenince bunalıma girdi.Sevgilisinin temin ettiği hidrojen siyanürü içerek intihar etti. Elenor öldüğünde 45 yaşındaydı.

Arthur Adamov: Rus ve Ermeni aslıllı yazar 30 yaşlarında girdiği bunalım sonucunda bir süre yazmayı bıraktı. Daha sonra yazı hayatına tekrar devam eden yazar, 1970 yılında intihar ederek yaşamına son verdi.

Tadeusz Borowski: Rus yazar 1950 yılında Ulusal Edebiyat Ödülü'nü aldı. 1951 yılında gaz sobasından, gaz solumak suretiyle, 28 yaşında intihar ederek yaşamına son verdi.