BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

21 Mart 2010 Pazar

Aşk Yaralarının Triyaj Tutanağı




-Şikâyetiniz nedir?
-Kalbim… Ağrıyor be doktor!

Başka bir aşkla pansuman yaparsın yarana
-ki o iyileştirici konumunda olan da çok sağlıklı sayılmaz
Herkes eşinin önceki kanamalarından nemalanır hani
Sizinle izdivacım da öyleydi, ah düşman başına!
Çatışmanın ortasındaydım birebir, omzumda dost eliydi sanki
karşı cephede canı sıkılmış tüm o çapsız kurşunlar
Bütün olumsuzlukları üç vakte sığdıran ömrüm
Fırtınaları hobi olarak seçmişti ebedi çocukluğuna
Sizinle ne zaman rüzgârın kuyruğuna teneke bağlamaya kalkışsak
Denize düştüm ben sonunda, bütün yılanlar cazip geliyordu artık
“Bu uğursuzlukların sonu gelmez mi?” derken
Her depreme bizzat fay olarak katılıyordum neticede
Tsunamiyi tatlı sandım hatta İtalyan mutfağına sempatinizden
Daha kötüsü de var göbekliyim sırf seversiniz diye, taa Etna kadar!
Bakın nasıl da unuttum içinizde patlayan akşamlarımı
Lavlarla yıkadım ya yüzümü, felakete abdestsiz girilmez deyince Annem
Pardon güldüm istemeden…
Bunca hengâmenin ortasında abes oldu
Kime derdimi anlatmaya niyetlensem yetkisizdi sizden yana
Sizi doğal afet statüsüne almayan tüm sivil toplum örgütleri
Güzelliğiniz karşısında tel tel dökülüyordu bana kalırsa
Daha önce de demiştim ya; bana kalmadı!

O son perşembe kalbinizi görmüştüm dünya gözüyle. İtler hiç dinmeden yağdı, bulutların lisanıyla havladı durdu gök!

Miktarınca sevemedim ki ben sizi
Yüreğimin ağırlığı fazla geldi hep aşkın kantarına
Ne ayarsız bir geceydi, dalgınlığıma geldiniz
Şimdi siz de çok üzgünsünüz biliyorum
Yine de ölüm müsterih, ölüm Hakk bana!
Ve inanın ki; su olur buz, hayalleri kırıldığında…

Özgür Gümüşsoy

0 yorum: