BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

25 Aralık 2009 Cuma

YENİDEN DOĞUŞ

Yeniden Doğuş tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni, kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek ben bu ayette seni ah çektim, ah ben bu ayette seni ağaca ve suya ve ateşe aşıladım yaşam belki uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği yaşam belki bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi şapkasını kaldırarak başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle "günaydın" diyen yaşam belki de o tıkalı andır benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı ve bir duyumsama var bunda benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim. yalnızlık boyutlarındaki bir odada aşk boyutlarındaki yüreğim kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu ve senin bahçemize diktiğin fidanı ve bir pencere boyutlarında öten kanarya ötüşlerini ah... budur benim payıma düşen budur benim payıma düşen benim payıma düşen bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir ve "ellerini seviyorum" diyen sesin hüznünde ölmektir ellerimi bahçeye dikiyorum yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda yumurtlayacaklar küpeler takacağım kulaklarıma ikiz iki kirazdan ve tırnaklarımı papatya çiçeği yapraklarıyla süsleyeceğim bir sokak var orada aynı karışık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar bir gece rüzgarın bizi alıp götürdüğü. bir sokak var benim yüreğimin çocukluk mahallesinden çaldığı zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu ve bir oylumla gebe bırakmak bir zamanın kuru çizgisini bilinçli bir simgenin oylumu aynanın konukluğundan dönen ve böylecedir birisi ölür ve birisi yaşar hiçbir avcı, çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum okyanusta yaşayan ve yüreğini tahta bir kavalda usul usul çalan küçük hüzünlü bir peri geceleri bir öpücükle ölen ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan...

Furuğ FERRUHZAD

0 yorum: