BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

4 Ocak 2010 Pazartesi

MİM/FEZA

Açıl! kayıp atlasın çiziği
Gözet fenerleri
Düş ördüm sana
Düşerken gölgen beynime
Karanlık getirdim kucağına



Sana sanki,
gölgesiz, kışsız, mevsimler ki
Ah!

Açılsan hapseteceğim üstelik
Kuş hüzünlerini sarkıttığım
İpliksik dalışlarıma
Mim/feza yani giryân
Sana hapisler çizdim
Gözbebeklerini yontarken
Ellerimi kanatan şiirin
Sen cümlesinde
Denizlerini ezberledim.

En kutsalından açtır düşlerini
Hani melek kanadında bir busenin
Ayrılığını çizerken gözlerinde
Yol aldığı akşam kadar sakin
Yani yoğrulan kederin saati gibi
Tiktaklara boğulmadan
Dök! Sıkılganlığım aynası
Çizdiğim keder kadar
Serindir.

Mim/feza
Sakinliğimin çılgın derinliği
Hapsedip ardımdan ağlayanım
Sana terki diyar yok!
Yok sana sürgün yazmak
İçimin sevincinde ıslaklığım
Yani gözümdeki arpacığın
Çizdiği bir albeni
Mim kadar derin
Feza kadar uzak.

Akşama çizsem seni alıp göçmen kuşlar
Götürecek esrarengiz limanlara

Sabaha çizsem seni yuvasına sığmayan kalbin
ayıp şarkılarla boyayacak matemi.

Mim/feza
Kahrımın odağında gezerken gece
Karanlık yazmanı atma gözlerime
Yorma! Kalktığım gün gibi yorgunum
Çürüyen dalların merhametine
Ne zaman baharı çizeksin
Umarsız cümlelerime.


Mim/feza
İlhama gerek yok
İçimde taşıyorum aşkını
Aşkın ki mabedimin ezcümlesi
Yüreğimi sarsan deprimin intizarı
Sabahsız uyanışlarımda akrep…
Yelkovansız sayıklarım da matem…

Sanki her yerinden vurulmuş
Çığlıklarım kesik kesik,
Sanırsın ki yol dürülmüş
Kıvrımda uzaklığına
Sen düşmüşsün.

Mim/feza
Alıp başını gitmek mi ister
Yoksa aşkın ipini
Salmadan rüzgara
Beklemek mi istersin.

Mim
Gülüşüne konsun ebabiller
Feza
Boşluğunda savrulsun kederler.




Bilal Can

0 yorum: