BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

4 Ocak 2010 Pazartesi

Yalnızlığı Kendinden Uzun Adam: Cahit Zarifoğlu

I.


Yalnızlığı kendinden uzun adam. Sevgiliye söylerken türkü ettik sözlerini, düşmana ( döndük yüzümüzü) haykırdık “marş” diye. Anne dediler şefkat dedik. Baba diye sordular güven dedik. Şair dediler seni söyledik.

Bu kanımızı her gün devran ettirdik. Pekiştirdik kanı ( alışkanlık mı? Hayır, ihtiyaç) Yurt odalarında birinci gündem maddemizdi seni İRİ analmak, parantez aç (ödevimiz de diyebiliriz.parantez kapa). Zaten başka gündem bilmedik (başka gündem yok muydu? Vardı elbet ama hepsi uzakara arkada kaldı). Çıplak dağımızın yalnız ardıçı’ydın. Soluğundaki şehirde iki yıl devirdik ( çendan iki sene hüzün devretti geleceğe o ayrı mesele. Frekansları karıştırmayalım azizim!).


/ çıplak dağda yalnızardıç vardır.
Yalnızardıç’ın yalnız kuşları bir de.
Her seher konup meçlerine gölgende seni söyleştiler.
(içimizin dehlizlerine akıttık seni kan diye. Alınca soluğunu içimize kan şaştı. Alyuvarlar-akyuvarlar hayret kaldı.)


Söylenti (belki de gerçek):
Yalnızardıç’ı bir ara ( hangi ara?)
Sevgilisine koşarken görmüşler
Hatta uçar gibi olmuş gidişi
“we are a nation of artists
Death comes suddenly to all of us”
Öyle ki kuşlar hala hayretteymiş o çıplak dağda
Efsane olmuş dilden dile.
Yalnızardıç’ı uçar gibi koşarken görmüşler
Sevgiliye erken varmanın sevinciymiş meğer
Uçar gibi koşuşu.




Yalnızlığı kendinden uzun adam. Adın var bende. Bunu düşündükçe bile içimdeki kan akışı hızlanıyor. Hücrelerim şaşırıyor kendini. Nasıl taşınır bu emanet? Düşürmeden. Kırmadan. İncitmeden. Hakkını nasıl verebilelim diye çalkalanıyor içim. Senin adın bendeki yüzün. Yüzüne bakabileceğim, nurunu izleyebileceğim en emniyetli ve sağlam bir zaviye adın. Afganlara eş adın ( en merhametli yanın Afganlara ayrılmış keza).


“know your heart unto the heights”


Hikayesi duruşundan bereketli adam. Kavuşamadık çağına. (ukde bu belki). Kaderin ördüğü ağlardan hangisidir aramızdaki bağ?



-kader ağ’lar ve biter yazı.
-hayır! Üç nokta koy bitmesin yazı…



II.

“ kim ölüyor hayvanların kızışarak

Daraladığı zamanda “

Seksenyedide yüksek sulara tutunamayıp kayınca bir yıldız

Şimdi bu dehrde düşündüm de kaç bahar yürüyebildin bu arzda?

Kaçı katıksız bahardı adımlarının ? kaç kelebek dokunup kalktı

Tomurcuk dolgunluğuna ve kaç
Çiçek geçti sürtünerek toprağın tenine? Hesaplamak
Gelmedi içimden.



Bereketli ve coşkun bir ırmakla sürülmüş bir ziyafet tarlasındayız. Görülmedik bir dağı anlatır gibiyiz ki biliriz o dağ ordadır

Şeksiz hala ve hep.


EL YORDAMIYLA BULDUM SESİNİZİ NASIL

Telaşına geldik ve dayandık ömrün bu biçimsiz ama türkülü ağzımızla. Ben daha beşinci basamağını çıkmışken ömrümün varlığından bihaber olduğum ketum bir manzara göçmüş buralardan.

Geç kalmışım gibiyim erken bir gidişe ama her şey tam vaktinde özünde.


/ prensimin tebessüm depolanmış yüzüne denke gelsem
Ah gül civarı bir düzlemde
Yaldızlanır mıydı ellerim bu yıldızımsı saatte
Telaşlanır mıydı gözlerim yuvasından
Buyur prensim
Odalarıma aksın sesin.


“ne çok acı var”
Yüzüne uzun oluktan bir kare
Boğazkesenden bir kuple
Bir tutam Maraş kalesi
Hüzün artığı bir cadde
Yarım kalmış aşkların kekre nakaratı gibi
Tekmili soluğunda istiflenmiş bir efsane tutunmuş
Bahçelievlerde çay içmişliğimiz gibi.


VE ELBET HAKKINI VERİYORUZ ÇAY İÇMELERİMİZİN!


Miladi tut ya da hicri söyle nasıl yazarsan yaz değişmez bir yaz telaşı

Gerçeği bu kanatları ibrişimli bir kuş gidişidir. Bu çılgın çağda.
Fikrettiğimiz yedi haziranda yedi tane beyaz var mıydı sakal uçlarında?

Kaç teline kar sinmişti saçlarının? Nur dolgun yüzüne kaç çizgi iltica istedi senin?
Hesaplamak doğmadı içime zira.


HERŞEY TAM VAKTİNDE!


/ kuru söz yoz övgüden uzak
Ellerimizde mihengi güneşin

Fazla ışıkları söndürdük ve sade
Yineleyelim ki
Katıksız bir şairsin İslam haritasında!

“sizi görmeliydim”
Sokaklar banka dükkanlarıyla dolmadan halk aşksız
Kalmadan.

“şunu da yaz bedeli olsun
Sabırla titreyerek öyle yalın
Ve kimsemiz olmadan oturacağız
Kıyısında ayrılığın” /



Zarif prensim
Hele bir sen gel
Hele sen beri gel
Hele bir başkasın sen



-kader ağ’lar ve biter yazı.
-hayır! Üç nokta koy bitmesin yazı…





C. Efgan Akgül

1 yorum:

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.