BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

27 Ocak 2010 Çarşamba

Mor Aksak ve Ritim

Nasıl olsa sırtından günah düşürebilir
Kinin cılga yolunda seni tutabilirim
Ellerim kartal olur sular hüzne çekilir
Ben damağı servetle pütürlenmiş fakirim



Onun için çarçabuk kendi türkünü yarat
Yarıp geçsin kalbini gam ve sol anahtarı
Çarçabuk söyle çünkü huysuzlanıyor kırat
Hani şu ak yelesi azrailin gitarı

Nasıl olsa avcuna koyabilirim bir gün
Kırk yedi boğumuyla sıkan devin dilini
Sen kulağına ezan okunduğu gün öldün
Son eylülde dirildin sallayıp mendilini

Onun için kundağın beyaz kefenin kadar
Etince ağır için için ruhunca hafif
Hiç bir dalı kırmadım şuurla senin kadar
Hiç bir divitten bunca nazla akmadı elif

Nasıl olsa duyarım encamını kuşlardan
Uyku mu ezberinde yalancı bahisler mi
Hatırlar mısın nefes nefese yokuşlardan
Koşarken bohçamda gül bir tutanak ve mermi

Onun için her yokuş uğrak yeri kalbimin
Boğulmayı umarım ertelenmişken hüküm
Ah yanılsam ay düşse kaysa altımdan zemin
Ay düşse de sırtıma hafifletilse yüküm

Nasıl olsa ellerin ah o beyaz ellerin
Ah o beyaz ellerin bıçak urgan baldıran
Boz bütün ahengini demlenmiş gazellerin
Bulut gibi kalayım gölgesini çaldıran

Onun için üşüme değerse parmağına
Bir ihtiras bir ölü dudağı kadar soğuk
Bir nefes sal hücrenden nefesler ırmağına
Üşümesin dudağı mora yeltenen çocuk..



Zuhurberk Silikhayta

0 yorum: