Nasıl olsa sırtından günah düşürebilir
Kinin cılga yolunda seni tutabilirim
Ellerim kartal olur sular hüzne çekilir
Ben damağı servetle pütürlenmiş fakirim
Onun için çarçabuk kendi türkünü yarat
Yarıp geçsin kalbini gam ve sol anahtarı
Çarçabuk söyle çünkü huysuzlanıyor kırat
Hani şu ak yelesi azrailin gitarı
Nasıl olsa avcuna koyabilirim bir gün
Kırk yedi boğumuyla sıkan devin dilini
Sen kulağına ezan okunduğu gün öldün
Son eylülde dirildin sallayıp mendilini
Onun için kundağın beyaz kefenin kadar
Etince ağır için için ruhunca hafif
Hiç bir dalı kırmadım şuurla senin kadar
Hiç bir divitten bunca nazla akmadı elif
Nasıl olsa duyarım encamını kuşlardan
Uyku mu ezberinde yalancı bahisler mi
Hatırlar mısın nefes nefese yokuşlardan
Koşarken bohçamda gül bir tutanak ve mermi
Onun için her yokuş uğrak yeri kalbimin
Boğulmayı umarım ertelenmişken hüküm
Ah yanılsam ay düşse kaysa altımdan zemin
Ay düşse de sırtıma hafifletilse yüküm
Nasıl olsa ellerin ah o beyaz ellerin
Ah o beyaz ellerin bıçak urgan baldıran
Boz bütün ahengini demlenmiş gazellerin
Bulut gibi kalayım gölgesini çaldıran
Onun için üşüme değerse parmağına
Bir ihtiras bir ölü dudağı kadar soğuk
Bir nefes sal hücrenden nefesler ırmağına
Üşümesin dudağı mora yeltenen çocuk..
Zuhurberk Silikhayta
27 Ocak 2010 Çarşamba
Mor Aksak ve Ritim
Gönderen exileangel zaman: 06:19
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder