BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

9 Temmuz 2009 Perşembe

I.
Eriyik bir maden bu bacaklarımızın arasındaki..
Solungaçlarından zimmetli bir balık..
Ya günahı uslandıracağız
-Ki yosmalığın gereğidir günahı devşirmek
Ya da işlenmiş miğferleri koşacağız
Çarşaf mezarlığımıza.

II.
Bu kapıyı şimdi sen aç,
Aç ve gör tırnaklarına boyadığın gökyüzünü!
Ve mavi,
ve mavi şipreli oynaşır
kasıklarımızda.

... . . (satacağım noktalar için bir parantez daha!)

O bol çığlıklı balçık hasadında,
Gökyüzünü kusan
güneşi gördün mü!. . .!

(-Bu yüzden içimde biriktirdiğim çocuklar var,
güneşli çocuklar-)

Her saniyede ban-a senden...
Kibeleden daha fazla..

III.
Gür ölülerle nefes alan bir âşık,
İki meş'ale yaktı
taş tapınakta.
Birinin adını koydu:(...) *
Öbürünün adı kendi adı: Ekrem
Sonra kırdı iki kulak memesini
birden.
Sıkıştı mumların ceddine
Ve ceddini sürdü
Mısır ununa soyunmuş süngüye.
Sonra âşık,
Bir şairin eskizine bastı
adamakıllı.
Eskiz iki günah oldu:
Umut/Şiir.
İki günahı birden işledi
âşık düşünüp.
Ve meş'alenin yedisini birden
söndürdü usulluğunca,
Parmak izlerini döküp.
* üç nokta
(Bu hikâye bir yalancıdır, yazanı hiç olmadı zîra...)

Gözde Burcu Narin

0 yorum: