BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

14 Temmuz 2009 Salı

Trenlerdeki Ayna

I
Durdum, aynaya baktım olmadı
Koltuğuma oturup bacak bacak üstüne attım
Gene olmadı
Perdeleri çektim, bu defa hiç olmadı

Kafamın içinde trenler
Bu trenlerle hep bir yere gidenler
İstasyonlar var istasyonlar çeşitli
İstasyonlar var görünmez

[Gözlerinin rengi ela olanlar biraz baksalar o istasyonları
görecekler
Uyurken insan aynada görebilir mi hiç kendini? İşte öyle
görecekler
Çürümüş bankları ve heykel gibi duran bembeyaz kedileri de]

İşte “boşvermişlik” istasyonunda
İndiler, inmesi gerekenler
Ve bindiler, binmesi gerekenler
El ele gezen sevgililer

[Ona bir gün sevgilim olur musun? Dedim
Anlamadım, dedi. Yani bir çeşit varoluş biçimi mi?
Yok. Demek istediğim dünyaya başkaldırmanın bir yolu]

İçimizden dileyelim ki karanlık bir sokakta çay içmesinler
Piyango biletçisinin önünden hızla geçsinler
Şarkı söylemesinler, şiir okumasınlar
Birbirlerine hiç mi hiç alışmasınlar

Hava karardı olmadı
Biraz yağmur yağdı
Gene olmadı
İstasyonlarımı yaktım, bu defa hiç olmadı
[Gazetelerden tren kazaları haberlerini kesip topluyorum
şimdilerde
İçlerinde ölen sevgililer var mı diye merak ediyorum.
Gece uyuyamıyorum
Kalkıp aynaya bakıyorum,
Ve içimden diyorum kendime “son istasyon “ölüm”
Öyle değil mi? Ne çıkar sanki…Tren…Ayna… rötar…
Sanırım benim trenim rötarlı
Onlara sorarsanız (Onlar: Trenlere aynalar koyup kaçanlar)
Kiminin treni biraz rötarlıdır aynalarda
Kiminin-kisinin de acelesi vardır son istasyona]

II
Hiç bilmiyorum günlerden neydi
Aylardan ne?

(Yok ya öylemi? Hadi canım sende)

O yaşlı balıkçının yanına uğradım
Yolumun üstünde de değildi ama uğradım işte
Beni kapıda gördüğünde
Yüzümden ne diyeceğimi anlamış olmalı ki
“Çektiğim muz yiyen insan fotoğraflarına bakıyorum” dedi
“Yok ya öylemi? Hadi canım sende”


Ziya Alpay

0 yorum: