BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

3 Temmuz 2009 Cuma

YAZI KİLERİ../...mastürbatörler ve insanlar üzerine bir garip deneme

Ah şu insanoğlu…
Böbürlenmeyi ne çok sever,
Tıpkı devekuşunun başını kuma gömmesi gibi bir güce taparak zavallı olmadığını varsayan başını kuma (güce) gömünce her şeyi unutan, zavallı, düşünmeyen insan ki buna biyolojide hayvan dendiğini hepimiz biliyoruz.Hepiniz becerikli yalanlar uyduruyorsunuz kendinize benim acım senin acından büyük serzenişi bile farkında olmadan güç istencini güce taptığınızı ortaya koymuyor mu? gücü sınıflandırmıyorum kiminiz için güçsüzlük bile bir güç ki bunu çok iyi beceren kadınlar tanıdım…
İnsan insanın aynasıdır ama aynalarınız yalan söylüyor. Hayır sandığınız gibi kimse sizi sevmiyor seviyormuş gibi davranıyorlar hepsi bu… Çünkü güç istençleri sizi sevmesini emrediyor, çünkü hepiniz yalnızlığa katlanamayacak kadar çok şey bildiğinizi sanıyorsunuz ama bildiklerinizin hepsi, sonbaharda rüzgarın geçen günlerden kalma üç beş eski yaprağı sürüklemesinden başka bir şey değil. Bir daha asla kendi bütünlüğü içerisinde hatırlayamayacağınız milyonlarca parçadan oluşan puzzleın her bir parçası, kendi bütünlüğü dışında da hiçbir anlamı olmayan milyonlarca minnacık parça bu yüzden kafanız Pazar yeri gibi… becerikli becerikli her şeyi bildiğinizi düşünüp bunalımlar geçiriyorsunuz . dahası siz küçük dereler denizi yargılamaya kalkıyorsunuz…Nietzsche ile cevaplamak istiyorum sizleri ‘’Daha kendinizi aramamışken beni buldunuz. Böyledir tüm inananlar; inancın değeri azdır bu yüzden şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı buyuruyorum; beni yadsıdığınız gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere."
Bana tek yönlü bakma deme hakkını kendinde gören herkes (ki hep şunu söylerim ‘’asla tek bi yol yoktur’’) beni neyle yargılıyorsunuz. Geçen günden kalma üç beş eski yaprakla mı? Sizi ciddiye almıyorum, en azından bu konuda ciddiye almıyorum sizi çünkü aslan yediğinden mamüldür… ‘’Sizin için de bir ışık ister misiniz siz en gizli olanlar, en güçlüler, en korkusuzlar, en yarıgecemsiler? Bu dünya güce yönelik iradedir. Bunun dışında hiçbir şey değildir. Bizzat siz de güce yönelik olan bu iradesiniz. Bunun dışında hiçbir şey değilsiniz!’’ der Nietzsche…Güç İstenci, kendi eytişimi gereği, istenç filan değil ama güçsüz olanın itkisidir. Güç İstenci özgür istenç değildir; tersine, güdüsü bilinçsizdir, tam olarak Sigmund Freud’un üst-ben dediği bilinçsiz bir saldırganlık eğilimidir. Bir istenç değil ama denetlenemeyen bir tutkudur, us açısından salt bir kölelik anlatımıdır, dışsal bir güce bağımlılığın ele verilişidir. Ve us tutkuya boyun eğer: Tüm değerleri değersizleştirilen mantık özgür istenci de değersizleştirir, yok eder. Bu yüzden hepiniz büyük şair ve yazarları sever ama en nihayetinde bir maçonun kollarında söndürürsünüz ateşinizi. Tıpkı Salome gibi.
Bu da demek oluyor ki güç istenci içerisinde olan herkes ama herkes aslında göründüğünün aksine güçsüz ve zavallı sizler de sizleri alkışlayarak mastürbasyonlarınıza yardım ediyorsunuz çünkü sizlerde güç istenci içersindesiniz, farkında olun yada olmayın id yani ilkel benliğinizde var olan şey kırıntıları yüzünden bu durum sizi de doyuma ulaştırıyor. Diğer bir deyişle bu durum çıkarlarınızın kesişmesi ve karşılıklı doyum… Kadınların bu noktada otur lan kalk lan yemek lan diyebilen hemcinslerimizin kollarında son bulacak aşk arayışları ne komik ne dramatik değil mi? Eninde sonunda ortak çıkarlar etrafında birleşeceksiniz ve hepinizi yöneten yine ilkel benlik yine süper egolarınız ve ilkel dürtülerinizle Benden farklısınız…
Kadın erkek ayrımı yapmayı sevmiyorum ama birde şu Salome meselesi var herkese mavi boncuk dağıtıp kendi kültürel evriminden başka hiçbir şeyi düşünmeyen önemsemeyen bir kadın…Nietzsche’ye, Rilke’ye, Freud’a mavi boncuklar dağıtıp bencilce sömüren, Viktor Tausk’un intiharına yol açmış ki çok trajik bi intihar yöntemi seçmiştir Tausk;Boynunda ip olduğu halde elinde tabancası vardır ve boğulmak üzereyken ağzının içine kurşun sıkmıştır. İntihar düşüncesini oluşturan durum Freud’un Tausk’a öğreniminde yaptığı yardımlar ve sonrasında Salome ile Tausk’un yakınlaşması sonucu Freud’un yardımları kesmesi ve de Freud’u kaybetmemek için Tausk’u yok sayan bir Salome.Başka bir deyişle etinden sütünden derisinden faydalandığı bir hayvanı eti sütü kalmayınca(ki bu konuda da göreceliliğe inanıyorum bi nehirin denizi anlaması beklenemez…) mezbahaya gönderen ve ben seni sadece sütün ve etin için seviyordum diyen Salome ve pandora yine 700 yıllık serüveninde!!! diğer taraftan bu halen tartışılsada sağlığında hiç ağlamayan Nietzsche rahatsızlığı sonrası göz yaşlarına boğulduğunda ariadne diye haykırmıştır. Gerhard Hauptmann, sosyalist önderlerden Georg Ladebour, rejisör Max Reinhard, yazar Arthur Schnitzler, Hugo von Hofmannsthal, filozof Paul Rée, Münihli yazar Wedekind, Feminist Helena Stöcker, araştırmacı Frieda von Bülow, Marie von Ebner-Eschenbach da Salomenin sömürüsünden ve güç istencinden nasiplerini almış diğer insanlardır. ve nihayet 40 lı yaşlarda Salome de aşka kendini teslim edip Rilke ile birlikte yaşamaya başlamıştır. yani çarketmiştir. İlk birlikte olduğu erkek kaynaklara göre Rilke olsa da Salomenin Nietzsche ile ve de Freud ile uzun süreler baş başa kaldığını bazı kaynaklar söylüyor. Yukarıdaki örneği neden mi verdim; Aslında hepinizin istemi masum hepiniz huzur istiyorsunuz ama huzursuzluk için elinizden geleni yapıyorsunuz. Hepiniz aşk istiyorsunuz ama ilkel benliğinizin içerisindeki güç istenci yüzünden beyniniz kalbinize söz hakkı bırakmıyor. Hepiniz güzel şeyler istiyorsunuz ama ilkel benliğinize hükmedememenizden kaynaklanan şeyler olgusu yüzünden, bunun nasıl olacağı hakkında en küçük bir fikriniz bile yok, hepiniz özgürlük istiyorsunuz ama eninde sonunda sırf içinizdeki karmaşadan kurtulmak için yönetilmeyi seçeceksiniz. Yaşasın ilahi komedya !! yinede güç istencinden kastım en olmadığına göre sırf entellektüel diye ki o da entelektüel güce taptığınızı gösteren bir olgu. bir erkeğe/kadına 4 yıl katlanabilirsiniz. En çok katlananınız Salome 4 yıl katlanabilmiş Rilke’nin melankolisine ve sonrasında bir maçonun kollarına bırakıvermiştir kendisini. Bilmeyenler için not blogumdaki kör kadının söyleşisi Rilke’ye aittir.Sonuç olarak hepiniz her şeyin en iyisini istiyorsunuz ama (ki bir düşünür bir cümle ama ile tamamlanmışsa amadan önceki her şeyi bir kenara atabilirsiniz der) kendinizi bile tanımıyorsunuz. Fakat yine de en güzel araba sizin en güzel sevgili sizinki en uzağa işeyen sizlersiniz en iyi yazıları sizler yazıyorsunuz en büyük şair sizsiniz, en bir her şey olmak istiyorsunuz ve bunun için her şeyi yapmaktan çekinmiyorsunuz. Ne trajedi ama…Şimdi dönüp aynaya bir kez daha bakın; Gregor Samsa sizin yüzünüzden böcek olarak uyandı, Nietzsche sizin yüzünüzden delirdi, ihtiyar adamın balığını tırtıklayan sizlersiniz, Pavesse sizin yüzünüzden yazmayı bıraktı sizin yüzünüzden öldü, saymakla bitiremeyeceğim kadar çok, katili olduğunuz insanlar Sait Faik, Orhan Veli, Oğuz Atay ve daha binlercesi bunlar tarihtekiler peki ya şimdi kanına girdiğiniz şu anda bir köşede kimsenin tanımadığı bilmediği, acı çeken insanlar…Schopenhaure’un da vurguladığı şu doğu inanışı dünya çok güçlü ve kör biri tarafından yönetilmektedir inancı, yüzünden bir kez daha soruyorum kör ve çok güçlümü olmak istiyorsunuz…yoksa bütün amacınız şu mu;İlkel benliğinde dişi en güçlü erkekten döl almayı ister erkekte mümkün olduğu kadar çok dişiyi döllemeyi…bütün yazılarınızın arkasında bütün o sevimliliğinizin arkasında,kibarlığınızın maskelerinizin makyajlarınızın ve her şeyinizin arkasında bu olmasın sakın!!! Ha ha…

Şimdi kanlı ellerinizi ovuşturarak aynaya bir kez daha bakın.

Siz mi büyüksünüz aynamı sizi büyük gösteriyor.

Senbilim

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Olumsuzlama ve köle ahlaki konusunda yardimci oldunuz.Tesekkurler ederim.

Unknown dedi ki...

Olumsuzlama ve köle ahlaki konusunda yardimci oldunuz.Tesekkurler ederim.