BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

22 Şubat 2010 Pazartesi

Eylül Yirmidört...

büyük sevdalar tanıdık
sen büyük aşkların adresi olan kitaplarda
ben adresi olmayan yazdığım şiirlerde
sen beni okuyordun
ben seni yazıyordum...

bazen yüzüne hüzün gelirdi
sonbaharın rengi kahverengiye dönerdi gözlerinde
saçlarımı yağmurda yıkardım
tırnaklarımdan ayrılıkları ayıklardım
bir zaman sonra;
ayrılık kapıya dayandığında
susup, gitmesini beklemeyi öğrendik...

bir kaç oda ara ile otururduk çoğu zaman
sen filmlerde beni arardın
ben şarkılardan sana dalardım
yorulmazdık özlemekten
her akşamüstü aynı tonda öperdin beni
aynı sesle söylerdi içim
"yaşamım..."

derken bir kaç zaman aştı
zaman yüreğimize ulaştı
alışkanlığımız oldu zamanlarımız
ve yıllar çocuklarımız
ben güneşten kalan sıcaklığımı sana verirdim
sen aydan artan güzelliğine gözlerime boyardın
bir sen kaybolurdun bir ben...

sen uyurken ben sabahı beklerdim
ben uyurken sen akşamı ederdin
şimdi buluşma vakti
bir sonbahar akşamüstüsü
eylül'ün yirmidörtünde
saat beşte
üç beş tanıdık,
biraz geç kalmışlık
ve hiç yanımızdan ayırmadığımız umutlarımız...

ay ile güneş buluşmaya hazır yine
tıpkı benim tan vakti sevip
günbatımı ayrıldığım gibi
artık hiç ayrılmayacağız
sen gündüzüme güzellik
ben gecene ışık olacağız...


Ersoy Kaan Çamcı

0 yorum: