BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

10 Şubat 2010 Çarşamba

Sarnıca Akan Suyun Sesinde Hüzün

gerçek dostlarım cem ve ercü’ye


anımsıyorum seni, çığlığını gözlerinden silerken, aç gözlü ışıklar
şakıyordu gecede, anımsıyorum sarmaşıkların yuttuğu çiçekleri.
çürümez gülücükler gamzelerindeydi, pamuk ellerin dudaklarının
kıyısında. sıtmalı artık burda çocukların gözyaşları, kanlı gök ve ölüm
rengi yüzüm, gökyüzüm. ortalığa yayılan bir başka dünyanın soluğu,
mızrağında alev bir başka sevda akşamın çiğliğinde çiseleyen, çolak
güllerimizin üzerine, nuh’un gemisinde düş kuruyor tepeleme ezgi dolu
yüreklerimiz. yelkenliler suda esinti şarkı gibi uzaktan. salgın bir sessizlik
alınlarımızda, gözlerimizda bükülgen bir sevinç. ateşin
yoğunlaştığı herşey giderek hüzne dönüşüyor, sürü sürü boşluk var
yaşam boyunca zamanda.

salkım saçak daldığım sularda karar verdim: ölüm hiç ve hinoğluhin.
halat gibi boğazımı kesiyor kızgın duman dalgaları, o en tanrısız gücün,
ölümün. yanağımda barınıyor yoksulluk, meşaleler yanıyor tutsak
gölgemde, püsküllerinde şafağın başım asılı, tırnaklarımın içinde kireç
var, duvarlardan kazıdığım anı, ölüm bir başka yersarsıntısı. bir balık
pulunda buluşuruz ya da benekli bulutlarda, etli memelerde sessizce,
güneşlerde ve de kuyuların dibinde. sessiz bir saatte tunçlaşır ayaklarımız,
ısırgan denizin çıplak kollarında irin rengi tenimiz. bir ılık su, her
dem taptaze, kıyıya koşuşturur bizi.

gizemli suların koynunda, küçük küçük çığlıklarla, iki meme arasında
gider geliriz sigara kokusuyla, çamurlu yollarına akşam vuran sevda.
suskun gözlerle sarmaş dolaş bir ötüş, tatlı bambaşka, incili çiçeklerle
dolar gecenin kımıldamayan yüzüne. bakar dururum dalgalanışına,
titreyerek alev alan saçlarının, upuzun güne gömdüm savaşkanlığımı
kim bilir ne zaman döneceksin.

uykusuz gecelerimin çıplak hüznü, sarnıca akan suyun sesinde
parmağını uzatmış dudaklarıma sus diyor
gözlerim her mevsimin bitişindeki karanlık
siste.

Kaan İnce

0 yorum: