doğumunda sevinin
yıldız şavklarının son çırpınışlarını
yükledim alnımın tam ortasına
tepeden tırnağa sevinç kalmıştı
sevginin ödünç aldığı bedenimde
yalnızlığın sızısıyla boğulan gök rengi gözlerini
çaldım gökyüzünün en heybetli yerinden
ilık bir soluk kaldı genzimde
akdeniz’in tunçlaşan dalgalarına gömüldüm utancımdan
zaman dolanırken yaşlı bir defne yaprağının üstünde
daralan yollarını umut şehrinin
avuçlarımda hissederim gölgesiz yılları gizil gecelerle dolu
mutluluğu görmemiş mor dudaklarımda ölü bir tat kabarırken
dörtnala açardı selviler öğlesonları gözbebeklerimde
kaskatı kesilir düşlerimin içinde ışıklar
fırtınalar sonrası dinen yağmurla ve azalan çığlığıyla gecenin
bulanık sevgilerin oyduğu yüreğim
dirhem dirhem biriktirmekte çelikten direncimi
her gecenin ardında kalan izlerle ve mutluluğun tozpembegülleriyle
damlıyorum doğan günün en kalabalık yerine
daha ben dokunmadan eskiyen şarap rengi güzellikler
anımsadığım yıllardan bana kalanlardır
öncesiz ve sonrasız beraberliklerin çoğul yalnızlığında bulduğum
aşkın köpükleriyse bozuluyor artık bunca bekleyişten sonra
bütün gülücükleri şu cam ağacının ürkerek döllenmekte toprakla
yeşil yosunlu saçlarında doğanın unuttum sevgiyi
Kaan İnce
10 Şubat 2010 Çarşamba
Doğumunda Sevinin Ve Ölümün Gölgesinde Ben
Gönderen exileangel zaman: 09:13
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder