gözlerime bakmak istemiyorum
Bunca zamandır hiç hesapsız dağılıp yeşerdiğim, yaşam estirdiğim, hayat savurduğum !!?
Her bir karanlık kıvrımında
Hep dipte kıvılcım yaktım
hüzünlere kutlama stratejisi
taşıdım en dikenli haçlarımı, umut omuzlarıma
hançere karşı merhem idi ekonomim
arınmaya; aydınlıktan leke söker göğe tırmanırdım
Özümden tanrıça toparlardım arka sokakların batık sularında
Sahip çıkmaya kararlıydım ; meta pazarlarından hiçlik toplamaya
Sahip çıkmalıydım yaşama
Zirve değildir miraç
işte ta burada, karanlığın zifiri göbeğinde…şakı
“haydi hadi yüreğime gayret…..”
iktidarı zulümse topraklarımda
Baharlar biriktiririm damarlarıma
Bu gün değilse elbet bir gün
her an başlar hep yeniden
Kime tehlikeliyim, nedir güven?
Yaşam kıpırdadı duyumsadı nöronum;
ki
“ey yaşamın her suretinde baki kalan
Sen benim cilalanmış yüzümsün şimdi
Kim ki baka suretine o kala kendi siretine”
her biçimde kavrarım seni
uçuşsan irtifa, düşüşsen kanadım
Kara vadiysen, kardelenim
Rüzgarsan, güzerim
Duyumsan seslenişim
Şamansan doğanın erki
Tuzaksan avlananım
Ve sorunsan yanıtım
Sen mevsim ben erguvan
ben zulüm sen isyan
Sen düş ben betim
ben ibadet sen inanç
sen seçersen ben eyleyenim
Efsane Hoşbaht
Adem-Havva dosyasından
23 Kasım 2009 Pazartesi
Kendime kırgınım (II)
Gönderen exileangel zaman: 09:05
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder