BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

5 Kasım 2009 Perşembe

Müruruzamanın Bekleme Odasında

Bir umar göğsümdeki sancıya
Ayaklanmış kitaplardan ecza arıyorum
Aşk ve delildir diye gerçek karşında
Rahim sularına saklanıyorum

İn cin top oynarken topumuzu kesen gerçek
Tombala torbasında zulası olan günlerde
Kendinden kader diye bahsediyor
Değil halbuki
Kulağımı kalbine yaslayıp geçtiğim kentlerden
Saçlarıma sağır bir karayel
Kararmış yel kokusuyla deniz siniyor
Avucumda İkircikli gözleri tuhaf ve tedirgin
Dağınık şiirlerle kendimi birden bire
Birinde buluyorum
Yakamda portakallar kök deniyor
Densin haydi kader diye bunlara da göreyim
Göreyim kız kaşı seyirtir gibi bir durup
Bir giden kışa kış deyin de göreyim

Beni ceninler anlıyor
Bundan artık kuşkum yok

Örneğin artık
Bir efkar vakti gelip beni dünya
En Pazartesi haliyle alnımdan öpse
Karasularıma kara sular
Kaza diye dökülüp dursa
Şiir yazarmıyım bilmiyorum
Şu kadar ki
Ben ne zaman şiire sokulsam şiir beni
Tutup şehvetli bir kolera gibi
Yangınlarla yatağa atıyor çünki
Yoruldum ya
Alnımdan vazgeçip
Aklıma gidiyorum şimdi
Şimdi şair diyorum
En az iki şeyden ölmeli
Biri kanser
Diğeri frengi
Sonra sakalında büyüttüğü gerçeklerin pileli
Eteğine iğnelenmiş bir rüzgar olarak gömülmeli.
Başında uyarına gelmiş
Uygun bir prozodi

Ne bileyim işte bu yüzden
İddiasını aşka dayandıran
kitaplar
Başka delil göstermek zorunda değildir
Gibime geliyor sanki
Müruruzamanın bekleme odasında

0 yorum: