Kilitliyim şehrimde
Kurtulamıyorum renklerin gazabından
Kader çelik mahmuzlarıyla çanımı yakıyor
Gözlerimi açamıyorum korkunun acısından
Grilerden kurtulamadı Istanbul
Yüreğimdeki kasvet
Şehrimin semalarına da bulaştı
Ne yazık!
Kedilerin karası
Kitaplarımla bile arama girdi
Kedilerimin sarısı kucağımda otururken
Canım kendimi bile çekmiyor artık
Saçlarıma bile dokunamıyorum
Isteksizliğin sinsi keyfi yapıştı yakama
Bırakmıyor
Annemi bile aramıyorum
Elim telefona gitse bile
Tuşlar kaçıyorlar sanki benden…
Yalancı oluyorum
Tanriya bir uyku sipariş ettim dün
Uzun, inci beyazı parlak bir elbise giyip
En sevdiğim kırmızı saten nevresimimi serip
Üzerinde kandelen gibi yatmak istiyorum sensizliğe
Gözlerimi sıkıca kapamak
Ve son kez koklamak
kokulu çaylarımın buharına karışan sandal ağacı tütsümün kokusunu
külleri çıpak ayaklarıma düşsün
ninnim olsun kedilerimin mırıltıları
yastığıma gömerken ıslak sarı saçlarımı
üzülme yanımda olamadın diye
ellerimi de tutamadın nasılsa
varsın bakma son kez deniz mavisi gözlerime
yalnızlık çok uzun zamandır gölgemdi zaten
bu yarı karanlık hayat yırtmacında
uyumak istiyorum
F.Pınar Saltadal
26 Kasım 2009 Perşembe
Gönderen exileangel zaman: 14:13
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder